Değerli Basın Mensupları; Hepinize hoş geldiniz diyor, sizleri saygı sevgilerimle selamlıyorum.

Basınımızın değerli temsilcileri,

Şu anda 81 ilimizde de Ziraat Odalarımızın il koordinasyon kurulu başkanlarınca basın toplantıları ile kamu oyumuza açıklanan Türkiye Ziraat Odaları Birliğimizin “Darbenin Karşısında, Demograsinin ve Milli İradenin yanındayız” başlıklı ortak bildirimizi okumaya başlıyorum.

Üretim ve ülke kalkınması için çaba harcadığımız, el birliği ile terör belası ile mücadele ettiğimiz bir dönemde hain bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık.

Milli İradenin ancak ve yine millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmiyor, milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz. Gün milli iradeye ve demograsimize sahip çıkma günüdür. Hiç bir darbe ve hiçbir kalkışma asla meşru değildir ve hiç bir şekilde hiç bir gerekçe ile savunulamaz.

Her türlü darbe girişimi ülkemizin huzur içinde kalkınmasına, geleceğimize darbe vurmak demektir. Demograsiye vurulacak her darbe, ülkemize yapılabilecek en büyük ihanettir.

Cumhurbaşkanımızın, Meclis başkanımız, Başbakanımızdan başlayarak bütün yöneticilerimiz ve milletimiz ilk andan itibaren tek vücut olarak darbecilerin hesaplarını boşa çıkardılar.

Biz de hain planın açığa çıkmasının hemen başından itibaren, 4,5 milyon üyemizle darbeye karşı durduk, demograsiye ve milletin iradesine sahip çıktık. Bütün çiftçiler olarak yüce milletimiz önünde bir kez daha açıklamak isteriz ki; bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonrada tavrımız değişmeyecek. Canımız pahasına bu vatana, bu bayrağa ve demograsiye sahip çıkacağız.

Dünyanın ekonomik krizler yaşadığı bir ortamda güçlü bir siyasi iktidar gerekiyorken, ülkemizde demograsiyi geliştirmeye, ileri demograsiyi kurmaya çalışıyorken, demograsiyi sekteye uğratacak her türlü darbe girişimi, bu ülkeye yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.

İktidari ve muhalefeti ile bütün siyasi partilerimizin darbeye karşı tek vücut olması, ortak bir bildirinin altına imza atması, bombalar altında meclisi terk etmemesi, demograsimiz açısında çok büyük kazanımdır. Artık demograsimizin büyük bir olgunluğa ulaştığının göstergesidir. Bundan sonra;

Darbe girişimine karşı milletle gösterdiğimiz birlik, beraberlik ve dayanışma ikliminin bundan sonrada devam ettirecek bir sürece sokmasına her kesim yardımcı olmalıdır.

Toplumda çatışmaya, ayrılmaya yol açabilecek eylem ve söylemlerden mutlaka kaçınılmalı, bu hassas dönemde provakatörlere karşı toplumumuzun her kesimi her zamankinden daha dikkatli olmalıdır.

Hain planları yapanlar, bu planı uygulamak üzere harekete geçerek, kendi halkına kurşun yağdıran üniformalı teröristler ile bu konuda hiç bir sorumluluğu olmayan, hiç bir suçu ve günahı bulunmayan masumlar, çok kısa sürede ayrıştırılmalıdır. Korumakla görevli olduğu kendi milletine mermi yağdıran hain çetenin üyeleri hak ettikleri cezaya en kısa sürede çarptırılmalı, milletin vicdanı rahatlatılmalıdır.

Ülkemizin dört bir yanında terör örgütleriylebüyük bir mücadele verdiğimiz ve bu mücadele ile büyük başarılar elde etmekte olduğu asla dikkatlerden uzak tutulmamalıdır. İç ve dış mihraklı teröre karşı yürütülen operasyonların, elde edilen başarıların milletin bağrından çıkan gerçek kahramanlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bütün unsurları ve Emniyet Teşkilatımızın bütün birimlerince omuz omuza birlikte yürütüldüğü asla unutulmamalıdır.

Terör operasyonlarında birbirine siper olan, koyun koyuna aynı şehadet şerbetini içen mehmetçiklerimiz ve polislerimizin ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruyacak,tek yasal güç olduğu asla hatırdan çıkarılmamalı, bu iki güzide kurumumuzun iş birliğine gölge düşürebilecek her türlü söylemden uzak durulmalıdır. 

Anlaşılmıştır ki hain plana; şanlı ordumuzun vatansever subay, astsubay ve erlerinin büyük bölümü ettikleri yemine bağlı kalarak canları pahasına ve onurlu bir şekilde karşı çıkmıştır. 

Kahraman ordumuz, vatansever askerlerimiz yıpratılmamalıdır. Bütün milletimizin darbecilere karşı omuz omuza verdiği mücadelede olduğu gibi, öncelikle devletimizinde vereceği destekle, askerimizin ve polisimizin morallerini en yüksek seviyeye çıkaracakları adımlar, aynı kararlılıkla ve bütün milletimizce atılmalıdır. 

15 temmuz tarihi bir yanıyla kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu tarih, bir yanıyla da bundan böyle, demokrasi şehitlerinin ve milletin devletiyle bir ve tek vücut olarak kendi iradesiyle sahip çıktığı bir tarih olarak anılacaktır.

Gelecek nesillerce de asla unutulmaması gereken 15 Temmuz tarihi “15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli İrade Günü” olarak ilan edilmelidir. 

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.